Sayfalar

27 Ekim 2011 Perşembe

Yorgun İnsanlar


Yoruldukları, fazlasıyla vicdanları ile savaştıkları için teslimiyeti kabul eden insanlar vardır. Kayıtsızlık hiç söndüremedikleri bir ışık gibi yanar durur baş uçlarında ve bu kayıtsızlıkta kırılan sevgi parçacıklarını sıkıştırmaya çalışırlar çatlak duvarları arasına…İçlerinde birikmiş bir tesadüf gibi önlerine fırlayan, kovamadıkları kovmaya çalışırken daha fazla yoruldukları aşk yansımaları oluşur duvarlarının gövdelerinde… Yalnızlıktır rutubet kokan, özlemek belki de geçmişi hafızalarının siyah beyaz karelerinde… Böyle hissettikleri zamanlarda mabedinden uçan kuşlarla coşkuya ulaşmak ister bazı insanlar ama onların derin kuyularının da karanlık bir göğü vardır, hatırlamak istemez ve her zaman unuturlar… Akıllarında kalan bu efsunu yüreklerindeki coşkuya karıştırır ve için için ağlarlar… Hiç görmedikleri kederli bir tebessümü pencere camına yansıyan gölgelerinden seyretmek mi yoksa ötelerden gelen seslerin tüy kokusu mu ağırlaştırır havayı bilemezler ya da bilmemezlikten gelirler nedenlerini sonuçlarının… Yaşadıkları ölümden sonraki hayatın bir provasıdır aslında… Uçurum gibi derin kuyular, kuyunun dibinden uçan hüzünlü kuşlar, cama vuran Eylül’e geç kalmış yağmurlar ve kadrajı sınırlı geçmişten bozma can yakan hatıraları ile hep sarhoşturlar… Kaçan huzurlarının hasır barınağı, içinden çıkamadıkları soruları ile dolup taşmış insanlar vardır… Bilinmezlik peşlerinden hiç ayrılmayan bir gölge gibi kovalar onları ve aslında bu insanlar hep gölgelerinin arkasına saklanırlar…Günleri birbirine düğüm ettiklerinden gölgelerinden de asla kurtulamazlar… Bu yorgunluk kendilerini anlatamamaktan mı bilinmez uzun süredir limana demir atmış gemiler kadar korkunç sessizlikleri vardır ve mutlu olsalarda asla huzura sahip değildir bu sessizlikler…  Yani demem o ki her gün kumbaralarında çok uzun yıllar evvel biriken eski hayatlarını harcayan insanlar vardır ve her gece daha çok hissederler kederi yüreklerinde… Uykusuzlukları; hayallerin peşinden dalan bir çift göz ve bulanıklaşan zihinlerini saran rüzgarlar, sondan başa doğru anlatılmaya başlamış masallarıdır kimi zaman ve öyle ki bu derin karanlıklar arasında hiç sevmedikleri suskunluklar  ve en acısı yaşadıkları kendilerine yabancı hayatlar, yaşayamadıkları geride ve çokça da içlerinde kalanlar…
                                                                                                    Güzin GÜZEY

1 yorum:

ufuk dedi ki...

Eğer bir gazete ya da dergide yazmayı düşünürseniz, bana mutlaka ulaşın. Yazılarınızı beğendim.