Sayfalar

30 Eylül 2011 Cuma

Ruhun Malzemeleri Kelimeler



Yazıyorum… Ne zaman boğazıma kadar kelimelere batsam dökülmesi gerekir  cümlelerin parmaklarımdan…  İçimde saklananlar yok mu, elbette var; ama kendini atanlarda var bir çeşit intihar diyelim… Kendi gerçekliğimi bulmaya çalışıyorum satırlarda alkışa gerek yok… Mesela, gözyaşları mı okuyabilirim sence de bu çok güzel değil mi? Ya da kelimelerle gülebilirim, gürültülü kahkahalar atabilirim kim bilir… Böyle diyorum çünkü sen okurken beni derin acılar içinde kıvranıyor sanabilirsin ya da çaresizken güneşli gökyüzünü seyre daldığımı hayal ediyor da olabilirsin… Devrik cümleler, anlamı değiştiren noktalama işaretleri, tamamlanmamış eylemler… Söylesene gerçekten neyi düşündüğümü anlayabiliyor musun? Yazıyorum… Ne zaman cümle kurduklarını sanan kalabalıklardan kaçmak istersem buraya gelirim tam da şu an olduğumuz yere… İçlerin de kavramlara gerçek anlamlarını yükleyenler yok mu, elbette var; etrafına bir baksana tüm kaçaklar da şuan bizimle beraberler zaten... Sen hala yalnız olduğumu mu düşünüyorsun? Ben kelimelerimle seninle konuşabilirim, gizli kalmış paragraflar da sana fısıldayabilirim bile, rüzgar gibi içini titretir cümleler, ya da hararetli bir tartışmaya tutuşuruz kazananı olmayan kim bilir… Böyle diyorum çünkü maalesef hayattan nasibini almış bilir kişimiz, bir hakemimiz yok … Özgürlük, istediğini algılamak, istemediğin kelimeleri kapı dışarı etmek… Söylesene gerçekten yazmak ne demek anlayabiliyor musun?
Yazıyorum… Geçmişten geleceğe değişmeyeni yakalama, anlama, yorumlama çabası bu... Başkalarının ne düşündüğünü önemsemeden özgürleşme savaşı… Düşünce ve duygu dünyamın, zihnimin kendi dünyası bu dile gelen… Kararan ruhumun panzehiri, içimden taşan sevincin evrene yaydığı pozitif enerji yazmak… Eğer bir yolculuksa derin okyanuslar da kaybolmadan yolumu bulabilme azmi…Ruhumdaki malzemelerden şekiller çıkarmak ya da ne biliyim ötelerden ses getirmek, bir yangını söndürmek kısaca bir ihtiyaç…
Yazıyorum… Yani demem o ki söz ile yazı ile sana ve hayatın anlamına yakın durabiliyorum ne mutlu bana!…
                                                                                          GÜZİN GÜZEY

4 yorum:

Özkan AKDENİZ dedi ki...

keşke bende senin gibi yazarak özgürleşme savaşı verebilsem kendi içimde. ne mutlu sana!

Unknown dedi ki...

Yazarak ruhunu özgür bırakabilirsin her satırda rahatladığını hissedersin denemeye değer =)

serhan semizoglu dedi ki...

seni hiç tanımıyorum fakat sans eserı bloguna gırıp butun yazılarını okuma fırsatım oldu..sana tek bı kelıme dıcem herseı bu kdr yasıyarak yazdıgına gore ya kalemın iyi yada duygusal yapınla beraber hersei hıssetme yeteneın war bilmiyorum sadece cok etkılendım bunu solemek ıstedım..

Unknown dedi ki...

Çok teşekkür ederim =)