8 Şubat 2012 Çarşamba
Ab-ı Hayat
Dürr-i Cânımı gördüm bugün hayallerimden bir yüz ister… Olur olmaz tüm düşlerimin etrafını tavaf eder, sonunda kokusu kalır hayali çeker de gider… Sureti yok yanımda bir de kalbimden akıl ister… Ey bülbül sen söyle bu gül benden ne bekler de böyle ızdırap eder… Dürr-i Cânımı gördüm bugün gözlerimden yaş siler… Uyurdu bu can uyandı, tutuştu şimdi kül olmayı bekler… Felek çevirmekte çarkın varsın dönsün, güzel bir yürek de bazen peyam-ı hasret ile sendeler… Ey bülbül bari sen söyle bu dünya da ab-ı hayat vardır diyen her daim yalan söyler… Yine de gel gönülümüm Dürr-i Cânı incinme benden… Kalsın kokum ellerinde lakin kalksın mesafeler ahir aşk yolumdan… Lüzum yok zaten gönül yok dayansın bu hasrete ey divane bari sen etme aşkımı afak da bir virane… Özlem yakın, sen yakın aşık olan zaten kıyar bu cane… Ne diller dökerde gül bülbül yine direnir dikenlere boşa her çare… Çaresiz sularım bende gönül çiçeğim büyür başı efkâr-ı aliye… Gözlerimden aktı deryalar gibi yaşım benüm deli kalbim ipsiz sapsız virane… Dürr-i Cânımı gördüm bugün benden bir Mecnun ister… Ne buyursa ferman lakin bu gönlü hasret besler… Etme eyleme fani gönül yolunda can u baş biler… Derviştir bülbüller güller hep kalbim dinler… Yol erkan bilir de yine de kapından döner… Şimdi söz dua vaktidir; çünkü fazla söz ne hacet ister… Üstelik zavallı utangaç bir derviş duadan başka ne bilyakîn de söyler?
GÜZİN GÜZEY
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder