Sayfalar

6 Aralık 2010 Pazartesi

Senli Sensizlik

İçimde bir yerlerde anlatmak isteyip de anlatamadıklarım, yine suskunluğum karalıyor sayfaları… Dilimin ucundakiler birer inci tanesi kadar hassas beklide dudaklarımın sessizliğinde… Sadece geçmişimi karalıyor yazdığım her bir harf dört duvar yalnızlığımda… Sadece söylemek istediklerime bir yol arıyor gizemli cümlelerim… Bir şeyler bilmeye ihtiyacı var denemeye kararlı kalbimin… Şikâyet etmiyorum ama yaralıyor senli sensizlik bedenimi… Böyle zamanlardan nefret ediyorum çünkü artık oyun oynamak istemiyorum cümlelerle… Asla düşündüğüm kişi olmasam da ve olmasan da sen benim gerçeğim, suskunluğumda gizli yine yalancı kimlikler… Başka yolu yok beklide bu büyük rol bana biçilmiş bir kaftan… Her başlangıç aşmam gereken bir duvar titrek dizlerimde… İçime vuran yağmur damlaları bu gece sessizlik gözyaşlarımı saklayan… Çaresizim kabullenmek zor olsa da… Her gözümü kapayışım bir kâbus… Bu çıldırmışlığı sözcüklerle anlatamıyorum… Düşüncelerim aklımla kalbim arasında çıldırmışlık sınırında, incecik bir ipe bağlı hayallerim… Soluduğum hava boğuyor beni şimdi konuşmak düpedüz imkânsız! Geçmişine bakmak istemiyorum, kendi bilinmezliğimden kaçarken seninkilere takılmak korkutuyor beni…  Anlamsız konuşmaları dinlemek kilitliyor kapılarımı…  Sallanan boyutsuz bir boşluk benimkisi... Ne akıllı ne de büsbütün deli olabiliyor ruhum… Bu ikisinin ötesinde kalıp olan bitene seyirci oluyor senli sensizliğim... Dünyayı kavradığımı sanıyorum ama hala küçük bir çemberi dönüp duruyor ayaklarım… Aslında ilk kez görüyor derin denizlerini ya da sıcak güneşini çünkü ilk kez işe yaramıyor çırpınışlar ve ilk kez bu kadar yakıyor derimi sıcaklığın… Bir sürü ben buluyorum aynalarda senin bana yabancı olduğun kadar bana yabancı onlarda… Şimdi okunmuş kitapları yeniden okuyorum, bildiğim müzikleri yeniden dinliyorum, dün yediğimi ertesi gün ve sonraki günde yiyorum, sevip yitirdiklerimi yeniden seviyorum, bir uyuyor bir uyanıyorum sensizliğime ve sessizliğime… Şimdi havada uçuşuyor cümlelerim sözcüklerim darmadağın içimde bir yerlerde anlatmak isteyip de anlatamadıklarım… Her yerde karşıma çıkıyor beni sevdiğin gibi sevdiğin aşkların, bana davrandığın gibi davrandığın arkadaşların… Şimdi büyük bir umursamazlıkla dolaşıyorum bu şehrin sokaklarını…  Her şeyi dinliyorum yağmuru, ağaçları ve kuşları… Duyguları biliyorum bide korkuları… Anlıyor ama kavrayamıyorum, anlatmak istiyor ama anlatamıyorum…
                                                                                                           GÜZİN GÜZEY

Hiç yorum yok: