Sayfalar

24 Ağustos 2010 Salı

SON MEVSİM


Bir yaz daha bitiyor bu kentte… Yapraklar gördüm yaralı bedenlerinde ağaçların sararmaya başlamış, hiç bitmeyecek bir mevsimin başlangıcı… Martılar gördüm çığlıklarında aynı korku, hiç bitmeyecek bir yolun yolcusu gibiydiler… Gri bir havanın hakim olduğu o yolda ne bir yıldız gördüm, ne de bir tek yağmur damlası düştü yere garip… Sonbahar benim için hüzün mü demekti ki bir toprak kokusu aradım uçsuz bucaksız mavilikte… Sokaklar kalabalık, rengi solmuş bedenimin son hissedişi seni, son çabası bu güneşin üzerimde, son hakimiyeti…
Bir yaz daha bitiyor bu kentte… İnsanlar gördüm kendilerine garip, kendilerine yabancı; hiç bitmeyecek bir hüznün ürkekliği vardı bakışlarında… Ne sıcak vardı ne de soğuk, tıpkı bu yüzler gibi ürkütücü bir esinti sadece ılık… Bu esintide ne bir gülüş vardı nede bir ses yüreğimi titreten garip… Sonbahar benim için gizli bir ezgimiydi ki insanların sadece kulaklarıyla dinlediklerini yüreğimle hissetmeyi bekledim…
Ne zaman sevmiştim seni yine bir yazın bitişimiydi bu kentte… Seni gördüm, hiç bitmeyecek sandığım bir bekleyişin sonu… Mevsimler yoktu, ne yeşil vardı nede gri geldiğin yerde… Sanki bu dünyadan değil de bir sonsuzluktan gelmiştin garip… Sahi hangi mevsimin başlangıcıydın sen?
Daha sessiz bir mevsim başlıyor bu kentte… Yanımdan beni yalnızlığıma sıyırıp geçerken bu deli kalabalık bir kuş un havalandığını gördüm, hiç varılamayacak sandığım kadar uzakta… Son umut, son mevsim… Ve bir sonsuzluk kokladım satırlarımda içinde senin hiç bitmeyeceğini sandığım bir öykü, garip… Yüzün hep yanımda ne zaman baksam gördüğüm…
Bir yaz daha bitiyor bu kentte… İnsanlar gördüm, ne gülüşleri sendin, ne bakışları… Yoruldum… Bu vazgeçiş de yine de kızdım kendime seni yeterince aramadığımı düşünerek garip… Bu ne bir yaz bitişi ne de sonbahar başlangıcı… Geceleri yıldızsız, gündüzleri ışıksız kıldığım mevsim bu… yepyeni ve sensiz bir hayatın başlangıcı…
Bir sen daha bitiyor bende… Hiç bitmeyecek sandığım bir aşkın son çırpınışı…


Güzin GÜZEY