Sayfalar

30 Haziran 2012 Cumartesi

Neon Mutluluk



Mutlu olmak zor değil, mutlu olduğunu fark etmek zor. Fark edemiyoruz; çünkü sürekli mutluluğu erteliyoruz. Neon tabelalarda yanıp sönmesini bekliyoruz. Oysa yaşadığımız hayatta minik detaylar bu detayların içinde görünmesi o kadar da zor olmayan mutluluklar var. Emekli olduğumuzda bir deniz kenarına yerleşmek düşüncesi ile beklemek ve sıkılmaktansa her hafta sonu bir deniz kıyısına kaçarak neden mutlu olamıyoruz? Neden denizin öfkesi ile kabarıp kıyıya vuran dalgaların serinliğinde mutsuzluklarımızı sahile bırakmayı denemiyoruz? Ya da düşünce dünyamızı karartmak yerine ruhumuza iyi gelecek kitaplarla hayal kuramıyoruz merak ediyorum. Mutlu olmak istediğimiz sürece, onu görmek için etrafa baktığımız sürece bir yerlerde bir şeylerin parladığını fark etmemek olası bile değilken üstelik bu inatlaşma neden? Bizi mutsuz eden insanlarla, denesek bile bir türlü üstesinden gelemediğimiz işlerle, ne hatırası olursa olsun içinde mutsuz olduğumuz yerlerle didişmeyi bırakıp mutluluklarımızın peşinden koşmak için neyi bekliyoruz? Bu yazıyı yazarken yakarışlarınızı duyar gibi oluyorum. Üstelik sadece sizin seslerinizi değil kendi içimden gelen çığlıkları da dinliyorum. Sizi hiç sevmediği halde seviyormuş gibi yaptığını biliyorum ama göremediğimiz o mutlu detay onun sizi değil aslında kendini sevmediği ve bu yüzden de asla bir başka kişi tarafından sizin onu sevdiğinizden daha çok sevilemeyeceği… Ya da elinizde olmayan sebeplerden kilo aldınız biliyorum ama burada da göremediğiniz mutlu bir gerçek var ki o da derdinizin çözümsüz olmadığı ve tüm bu yükten kurtulduğunuzda eskisinden daha öz güveni yerinde biri haline dönüşeceğiniz gerçeği. Üstelik saat on ikiyi gösterdiğinde bal kabağına dönüşmeyecek dünyanız. =)
Bulunduğunuz şu anın, aldığınız her nefesin kıymetini bilerek, sağlığın en büyük zenginlik olduğunun farkına vararak, gereksiz şeyleri kafaya takmadan, çözüm üreten bir birey olarak yaşamayı lütfen öğrenin. Mutlu olmak, yaşamak için var olduğunuzu unutmayın ve hiçbir şeyin hiçbir kimsenin sizi üzmesine izin vermeyin amma velâkin sizde kimseyi üzmeyin. =)
Bunların ne kadarını yapabildiğimi sormayın ama babasını çok erken kaybetmiş ve sebebi çok açık olmayan bir hastalığın etkilerinden yeni sıyrılan üstelik yalnız biri olarak tek bir kelime söyleyebilirim ki MUTLUYUM! İnanın mutlu olmak için çok fazla sebep var yeter ki fark edin.
Ne diyordu Turgay Fişekçi, bir şiirinin bitiminde: ‘’mutluyum bir saat karşısında durup, yüzüne bakabildiğime. Hayatta tek istediğim buydu, mutluyum seni sevdiğime.’’
Fark edin, şükredin ve söyleyin…
Mutlu günler efendim… =)
                                                                                      GÜZİN GÜZEY

26 Haziran 2012 Salı

Bana Bir Şeyler Oluyor Yalnızlık...


...Ya gördüm neyleyim insanlar vardı duvarın içinde. Ya ben hep duvara konuştum ya da duvar değil konuştuğum, içinde insanlar var. Nedense beni anlasın istedim içinde insan olan duvarlar… Bilmiyorum,belki de ben gerçekten delirdim onlar haklı belki de. İçinde değil duvarların insanlar sadece arasındalar....

25 Haziran 2012 Pazartesi


 


Bir şeyler yazmama gerek var mı?
Öyle işte...
Anladınız değil mi?