Sayfalar

16 Kasım 2010 Salı

Ey AŞK!


Senin aşkınla başlıyor benim hayatım… Toprağın suya mecburiyeti gibi senle olmak, susuzluk kalbimi parçalayan erozyonun mesela… Kendini parçalıyor havanın kuru ayazında, toprağa hayat veren küçük bir damla başlangıcın deli sevdama… İlk önce damarlarımda duyuyorum yayılışını sonra bir baş dönmesi ile çatırdıyor hafızamda, uzak bir iklimin mis kokulu özlemi umutlarımda… Ferhat’ın yoluna çıkan dağın adı, Şirin’i hapseden zindanların duvarları silik hafızamda… Bir sen varsın birde ben sımsıcak konuşan dillerin ucunda… Senin aşkın bir bekleyişin sonu anılarda… Devrik cümlelerin, eksik satırların noktası, hüzünlü kalemimin beyaza kusursuz darbesi mesela…

Senin aşkınla başlıyor benim hayatım… Her gün başka bir kıyafetle çıkıyorsun karşıma, bazen gül kırmızısı kadar yakıcı bazen gökyüzü kadar sonsuz bir mavi, coşkulu bir ilkbahar yeşili ya da bir köpük kadar beyaz ve şeffaf mesela, ama hep aynısın aslında… Her renge bürünmeye hazırsın aşk yolunda… Asla tedirgin değilim yanında bir değişik huzur var mis kokunda… Kalbim hiç kırılmadı yumuşak kucağında, kış rüzgârları hiç üşütmedi bedenimi sımsıcak kollarında… Sen hem hayal hem gerçeksin donuk hafızamda, ayırt etmek mümkün değil yoksa bu sadece uyanmak istemediğim bir rüya?
Senin aşkınla başlıyor benim hayatım… Ne tren rayları kadar uzakta ne de bir yaz kadar yakınımda… Sen hep senle sarmaşıklaşan kalbimde… Tozpembe bulutların üstünde, gözlerime yansıyan gülüşlerimde, haykırışlarımda, hıçkırışlarımda demem o ki tüm hücrelerimdesin… Kalbimin taraçalarında bazen güneş kadar yakıcı bazen sularca serinsin mesela…
Senin aşkınla başlıyor benim hayatım… Hiç farkına varmadan büyüyorum… Yüreğimin en derinlerinde dışarı çıkmaya hazırlanan bir çocuk varken oysa… Öylesine içimdesin ki, yağmur artık sert vurmuyor yüzüme, yalın ayak bastığım toprak sen gibi çekiyor karanlığımı, varlığın hayatın farkında oluşum mesela… Sana gelirken sokaklar hep yalnızlık kokardı, sana çıkacak yollarda dikenler… Şimdi nefesim kadar yakınımda aydınlığın, umuda gülümseyen yüzünün coğrafyasında mesela…
Senin aşkınla tamamlanıyor satırlarım söylenecek çok fazla şey varken oysa… Sen bana ta ötelerden bir armağansın, daimi bir misafirsin sevda kapılarında… Senin için söyleniyor artık en güzel şarkılar, senle siliniyor yüreğimin pasları, sen varsın diye ötüyor kuşlar, bana seni anlatıyor çiçekler mesela…
Ey aşk! Dağları deldiren sen, çölleri aştıran sen, ovaları, tepeleri geçirten sen! Sen kalbime üflenmiş bir melodisin, ruhum seninle buldu ahengini… Toprağın suya mecburiyeti gibi seninle olmak, gülün dikenlerinde son bulan bülbülün hayatı aşkın mesela… Senin aşkınla başlıyor benim hayatım ve yine senin aşkınla bitecek , cümlelerime koyulmuş son nokta mesela…